top of page
Ara
  • caner320

Vitrin Tasarım

Güncelleme tarihi: 22 May 2020

Vitrinler mağazanın tarzını, sattığı ürünleri ve hitap ettiği müşteri kesimini yansıtan teshir araçlarıdır. Vitrinler, estetik açıdan müşterinin gözlerine ve ruhuna seslenir. Bu bakımdan derinlik, renk kombinasyonu, dekoratif aksesuarlar ve tema olarak müşterilerin hoşuna gidecek ve dikkatlerini çekecek tarzda düzenlen melidirler‟ (Demirci, 2000).

Vitrin mağaza dekorasyonunun en fazla ve en hızlı değişiklik gösteren öğesidir. Mağaza imajının ve ürünlerin yer aldığı koleksiyonların dışavurumudur. Birçok mağaza, vitrin düzenini haftalık veya aylık periyotlarla değiştirmektedirler. Böylece tüketicilere aynı koleksiyon içerisinde yer alan tüm ürünler belli bir süre içerisinde sergilenebilmektedir. Vitrin düzeninin haftada bir kez değiştirilmesi, müşterilerin sürekli olarak aynı ürün gruplarıyla karşılaşmasını engellemektedir. Sürekli olarak farklı vitrin düzenlemeleri ile karşılaşan müşteri mağazayı düzenli olarak takip edecektir.

Görsel 1: Vitrin Aydınlatma Örneği. Aynı vitrinde, RGB armatürler kullanarak, farklı atmosferler yaratabilmek mümkündür. Özellikle akşam saatlerinde, ışık rengindeki bu farklılık müşteriler tarafından daha belirgin şekilde algılanabilecektir.

Kaynak: Damla Çağal, 2011: 133


Alışverişçilerin mağazayı ne sıklıkla dolaştığı göz önünde bulundurulmalıdır. Ortalama müşteri mağazaya iki haftada bir uğruyorsa, her gelişinde yeni ve ilginç bir şeyler görebilmesi için vitrinin ve sergileme şeklinin buna göre değiştirilmesi gerekir. Ayrıca vitrinler, çalışanların rahatlıkla içine gireceği şekilde tasarlanmışsa, sergileme yönteminde yapılacak değişiklikler daha sık gerçekleştirilebilir ve de zahmetli olmaz. Tasarım nedeniyle vitrinlere malzeme

yerleştirmede zorluk çekiliyorsa veya sergileme askıları, vitrinlere girmeyi engelliyorsa, buralara gerekli özen verilmeyecektir (Underhill, 2000).

Bunun yanı sıra vitrinler, anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, yeni yıl gibi özel günlerde sık sık değişiklik göstermektedir. Uygulanacak vitrin tasarımı, bu değişimlerin kolaylıkla yapılabilmesine olanak sağlamalıdır. Değişim sırasında sergilenen ürünlere zarar vermemelidir. Vitrin içerisine ürünlerin giriş ve çıkışı rahat olmalıdır.

Mağaza vitrinini, bir tiyatro sahnesi gibi düşünmek mümkündür. Mimar Tatiana Chirsanov (2008) yazmış olduğu, “Mimarlık – Moda İlişkisi Bağlamında Lüks Marka Mağazaların Tasarım İlkelerinin İncelenmesi” başlıklı yüksek lisans tezinde, vitrin tasarım sanatının, tarihsel süreç içinde geçirmiş olduğu aşamalara şu şekilde değinmiştir. Vitrin tasarım sanatı, özellikle, Almanya, Fransa ve daha sonra da Amerika’da alışveriş merkezlerinin oluşması ile birlikte kendini göstermiştir. 1920’li yılların sonlarında, modernist vitrin tarzları, Amerika’dan sonra Avrupa’da da, özellikle 1925 Paris Exposition des Arts Decoratifs sonrasında uygulanmaya başlanmıştır. Modern mağaza cepheleri, avangart soyut sanat ile yeni tasarım medyası, Bauhaus rasyonalizminden, anlatımcı filmlere, Taylorist modernleştirmelere ve Rus konstruktivistlere kadar değişik akımlarla bağlantılı olarak kullanılmıştır. O dönemde vitrinlerde, ayrıca, Fransız dekoratif Art Deco tarzı da popüler olmuştur. 1930’larda Salvador Dali ve Marcel Duchamp’ın tasarladığı gerçeküstücü tasarımlar da Amerikan vitrinlerinde görülmüştür. Vitrin tasarımında dönüşüm, teknolojik ve sosyo-ekonomik yeniliklerden etkilenmiştir. Örneğin, 1929 Berlin Advertising Exhibition’da, otomobildeki yolcuların gereksinimlerini karşılamak için vitrinler genişletilmiştir (Chirsanov, 2008).

Vitrin boyutları, insan ölçüleri esas alınarak belirlenmektedir. Sergilenen ürünler vitrine bakan müşterinin görüş alanının dışında kalmamalıdır. Bunun yanı sıra sergilenecek ürünlerin cinsi ve ebatları da vitrin boyutlarını belirlemektedir. Sergilenen ürünlerin ölçüleri küçüldükçe vitrinin yerden yüksekliği artmakta ve camekan küçülmektedir. Bu şekilde sergilenen ürünler müşterilerin göz hizasına yaklaşmaktadırlar. Eğer sergilenen eşya, mobilya gibi büyük ebatlara sahipse vitrinin camekan kısmı zemine kadar inebilmektedir. Bu nedenle vitrinin yerden yüksekliği minimum olmaktadır. Vitrin yüksekliği ise, kullanılacak olan aydınlatma elemanları ve havalandırma tesisatı için ayrılan alana göre belirlenmektedir.

Fazla sayıda ürünün sergilenmediği vitrin düzenlerinde, mağaza imajını yansıtan, sergilenen koleksiyonu destekleyen grafikler ve görseller de kullanılabilmektedir. Bu şekilde az sayıda ürün, görseller yardımıyla müşterileri etkilemektedir.

Görsel 2: Vitrin manken cinsiyet ve renk örnekleri


Vitrin tasarımında, tek sayıda sergileme elemanı kullanılmalıdır. Örneğin, vitrine dört adet yerine üç adet veya beş adet manken konulmalıdır. Eğer oluşturulan kompozisyonda tek sayıda manken kullanılmış ise, dikkat ortada veya önlerde kullanılan manken üzerinde yoğunlaşacaktır. Eğer oluşturulan kompozisyonda çift sayıda manken kullanılmış ise dikkat yarı yarıya tüm mankenler üzerine dağılacaktır.

Vitrin tasarımında dikkat edilmesi gereken bir konu da vitrin açısıdır. Underhill (2000)’e göre; vitrinlerin insanların yaklaştığı yöne uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Sergilenen ürünler bir yöne doğru eğimli olarak yerleştirilirse, belli bir açıdan gelenler tarafından rahatça görülebilir. Araba kullanır gibi hep sağ tarafa yürüdüğümüzden, vitrinlerin sola doğru açı oluşturacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir (Underhill, 2000 :68).

Vitrin, mağazanın çehresini oluşturmaktadır. Bu nedenle mağaza imajını müşterilere net bir şekilde yansıtmalıdır. Ayrıca mağaza vitrini ve cephesi bulunduğu bölgenin karakteristik özelliklerini yansıtmalıdır. Örneğin tarihi bir yapı içerisinde yer alan mağazaların dış cepheleri ve vitrinleri içinde bulundukları tarihi doku ile uyum içerisinde olmalıdır.

Öğretim üyesi Lebriz Rona (2009), „Vitrin ve Görsel İletişim‟ adlı makalesinde mağazalar açısından vitrin tasarımının önemini şu şekilde ifade etmektedir. Günümüzde, alışverişin sadece ihtiyaç karşılamak üzere yapılan dolaysız bir eylem olduğu söylenememektedir. Mağazalar ve vitrinler modaya ayak uydurmakta olan toplumun göstergesi durumundadırlar. Firmalar vitrinlerinde, marka ve markanın önerdiği yaşam biçimini tüketiciye, kışkırtıcı bir biçimde pazarlamaktadırlar. Hatta ticari bakımdan kendini kanıtlamış bazı büyük firmaların

mağaza vitrinlerinde, camın neredeyse kullanılmadığı, mağazanın dışarıya açılımına

imkan vermeyen, kapalı vitrinlere rastlanmaktadır (Rona, 2009).


2 görüntüleme0 yorum
bottom of page